Babalık Davası
Babalık davası, bir baba ile çocuk arasında biyolojik soybağı ilişkisine rağmen babanın nüfusunda gözükmeyen çocuğun babanın nüfusuna geçirilmesi için açılan bir davadır. Eğer çocuk evlilik içinde doğmuşsa zaten babanın nüfusuna yazılmaktadır. Hatta anne ile baba boşanmış olsa bile iddet süresinde hamilelik ve doğum durumunda dahi doğan çocuk dahi boşanılan kocanın nüfusuna yazılmaktadır. Buna babalık karinesi denilmektedir. Ancak eğer çocuk evlilik ve iddet süresi dışında doğmuşsa bana ile çocuk arasındaki hukuki soybağı otomatik olarak kurulmayacaktır. Bir başka deyişle evlilik dışında doğan çocuk babanın nüfusuna yazılmayacaktır. Evlilik dışında doğan çocuğun babanın nüfusuna yazılması iki şekilde mümkündür. Birincisi, anne ve baba sonradan evlenerek çocuğun babanın nüfusuna geçmesini sağlayabilir. İkincisi ise babanın çocuğu resmi şekilde tanımasıdır. Bu tanıma beyanı ise nüfus memuru, noter veya mahkeme huzurunda, kişi yurt dışındaysa konsolos huzurunda yapılabilir.
Babalık Davası Neden Açılır?
Çocukla baba arasında nesep ilişkisi kuracak olan evlenme ve tanıma işlemlerinin her ikisi de babanın iradesine bağlıdır. Ancak babanın bu konuda iradesi yoksa çocuğun nesepsiz kalmasına göz yumulamayacağı içimn babalık davasına kanunda yer verilmiştir. Nitekim çoğun nesebi sadece babayı değil aynı zamanda anneyi ve çocuğu da ilgilendirdiği için bu husus yalnızca babanın inisiyatifine bırakılmayacaktır. Kendi çocuğunu evlilik veya tanıma ile nüfusuna geçirmeyen baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisinin kurulması için Türk Medeni Kanunu’nun 301. Maddesine göre babalık davası açılabilecektir. Nitekim, eğer biyolojik baba ile çocuk arasındaki soybağına rağmen çocuk babanın nüfusunda değilse ve anne babanın evlenmesi veya babanın tanıması yoluyla da bu mümkün olmuyorsa o zaman babalık davası açılacaktır. TMK’nin 301. maddesine göre, evlilik dışında doğan çocukla baba arasındaki soybağı ilişkisi mahkeme kararıyla kurulabilir. Babalık davası, diğer yollardan farklı olarak babanın iradesiyle değil mahkeme kararı ile soybağının kurulmasını sağlar.
Peki babalık davasında güdülen amaçlar nelerdir? Birincisi çocuğun nesepsiz olma durumu düzeltilerek biyolojik babanın nüfusunu geçirilmektedir. Davadan beklenen öncelikli amaç budur. Bunun yanında çocukla baba arasında soybağı ilişkisi kurulmasının miras hukuku anlamında da önemli sonuçları olmak ve mahkemeden babalık yönünde karar çıkmasıyla birlikte çocuk, biyolojik babanın mirasçısı olmaktadır. Bunlara ek olarak aşağıda değineceğimiz üzere çocuk için nafaka bağlanması da mümkün olacaktır.
Babalık Davasını Kim Açabilir?
Babalık davası anne ve/veya çocuk tarafından çocuğu tanımayan babaya karşı aile mahkemesinde açılmaktadır. Davanın açılacağı yetkili aile mahkemesi ise taraflardan birinin dava anındaki veya çocuğun doğumu anındaki yerleşim yeri mahkemesidir. Davayı sadece anne veya sadece çocuk açabileceği gibi ikisi birlikte de açabilir. Eğer davayı çocuk açarsa mahkeme tarafından çocuğun davada temsilini için yasal temsilci atanacaktır. Babalık davası, biyolojik babaya karşı, eğer baba ölmüşse onun mirasçılarına karşı açılır. Az önce ifade edildiği gibi anne ve çocuk birlikte dava açabilecekleri gibi ayrı ayrı da babalık davası açabilirler. Davalardan biri için verilen karar diğerini davası için kesin ve bağlayıcı nitelikte değildir, Annenin veya çocuğun kendi davasından feragat etmesi diğerinin davasını veya hakkını etkilememektedir. Annenin ve çocuğun dava hakları, birbirinden bağımsız olduğu için, çocuğun veya annenin ölümü, diğerinin babalık davası açma hakkını sona erdirmez.
Dava Ne Zaman Açılmalıdır?
Babalık davası, çocuğun doğumundan önce ya da sonra açılabilir. Dolayısıyla dava açmak için çocuğun doğumunu beklemeye gerek yoktur. Annenin dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, 1 yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. 1 yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir. Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen bu süreler hak düşürücü sürelerdir. Yani, bu süreler geçirildikten sonra babalık davası açmak mümkün değildir. Bununla birlikte çocuğun açacağı babalık davası, anneninki gibi süre sınırına tabi olmayacaktır. Çocuk, babalık davasını her zaman açabilecektir.
Babalık Davasının Özellikleri
Babalık davası anne tarafından açıldığı takdirde, çocuğun baba olduğu iddia edilen kişiyle arasında soybağının kurulması istenir. Anne tarafından ayrıca doğum nedeniyle uğradığı maddi zararlar da istenebilir. İstenebilecek maddi zarar kalemleri TMK 304. maddede tek tek sayılmıştır. Bu kapsamda doğum giderleri, doğum öncesi ve sonrası altışar haftalık dönemdeki geçim giderleri ve benzeri gider ve masraflar istenebilecektir. Babalık davası çocuk tarafından açılırsa çocuk, baba ile arasındaki soybağının kurulmasını isteyecektir. Ayrıca belirtmek gerekir ki çocuk tarafından babalık davası ile birlikte nafaka da istenebilir. Bu tür babalık davalarında, çocuğun ile biyolojik baba olduğu iddia edilen kişinin DNA örnekleri alınarak, Adli Tıp Kurumunda incelenecek ve davalının biyolojik baba olup olmadığı tespit edilecektir. Ancak baba DNA örneği vermekten imtina ederse Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 292. maddesine göre hakim polis zoru kullanmak suretiyle DNA testi yaptırabilecektir.
Davanın Şartları
Davanın açılabilmesinin öncelikli şartı annenin kim olduğunun belli olmasıdır. İkincisi, çocukla başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi bulunmamasıdır. Çocuk eğer biyolojik babasından farklı bir erkeğe soybağı ile bağlıysa öncelikle bu soybağının reddi davası açılması gerekir. Hatalı soybağının iptali yapılmadan babalık davası açabilmesi mümkün değildir. Son olarak kanunda yer alan ihbar yükümlülüğünün yerine getirilmesidir. TMK m. 301/3 hükmü gereği babalık davası cumhuriyet savcısına, hazineye ve ana tarafından açılacak davada kayyıma, kayyım tarafından açılacak davada ise anneye bildirilmelidir.
Nafaka
Babalık davasında mahkeme dava süresince devam edecek geçici tedbir nafakasına ve dava sonrasında eğer babalık kararı çıkarsa da iştirak nafakasına hükmedebilir. Dolayısıyla, babalık kararı kesinleştikten sonra iştirak nafakası şeklinde devam etmek üzere mahkeme tarafından tedbir nafakasına hükmedilmesi mümkündür.