Müşterini Tanı
Müşterini tanı yükümlülüğü, bir mal veya hizmetin sağlanması kapsamında parasal bir işlem gerçekleştirecek belirli alanlarda faaliyet gösteren esnaf, şirket veya meslek mensubunun iş ilişkisi içinde olduğu gerçek veya tüzel kişiye ilişkin kimlik bilgilerini temin etmesi ve kime mal veya hizmet verdiğini bilmesi anlamına gelmektedir. İngilizce “know your customer” ya da kısaca KYC denilen prensip finans hukukundaki evrensel ilkelerden biridir. Bu ilkenin temelinde yatan mantık ise kara paranın aklanmasının önlenmesi, bir başka ifadeyle kara para ile mücadele edilmesidir. Bir suçun işlenmesi suretiyle elde edilen yani yasadışı yollardan kazanılan para anlamına gelen kara para, ticari bir faaliyet ile normal bir para gibi piyasaya sokulabilmektedir. Parasal işlemi yapan kişinin kimliğinin belli olmaması ise kara paranın aklanmasını kolaylaştıran bir unsur olmaktadır. Bu nedenle para karşılığı alınan bir mal veya hizmet ilişkisinde müşterini tanı ilkesi kara paranın aklanması bakımından gerekli olmaktadır.
Yükümlü Kavramı
Müşterini tanı ilkesi her mal veya hizmet satan kişi için geçerli olmayıp sadece kara para aklama bakımında uygun mecra teşkil edebilecek belirli meslek ve faaliyet yürüten kişi ve kurumlar için uygulanmaktadır. Bu kişiler mevzuatta “yükümlü” olarak tanımlanmış olup, yükümlü sıfatını taşıyan kişi ve kurumlar da ilgili yönetmelikte tek tek sayılmıştır. MASAK yükümlüleri konusuna başka bir yazımızda değindeiğimiz için bu uzun listeyi burada tekrar etmek yerine listede yer alan bazı önemli meslek ver faaliyet alanlarını kısa belirtmekle yetinmek uygun olacaktır. Başlıca MASAK yükümlüleri şunlardır: bankalar, kripto varlık şirketleri, alternatif ödeme kuruluşları, yatırım ortaklıkları, varlık yönetim, finansman, leasing ve faktoring şirketleri, sermaye piyasası atacı kurum, portföy yönetim ve denetim kuruluşları, spor kulüpleri, noterler, emlakçılar, araç alımı satımı yapanlar, kuyumcular, döviz büroları, serbest çalışan avukat, mali müşavir, muhasebeciler.
Müşterini Tanı İlkesinin Kapsamı
Müşterini tanı kuralı sadece müşterinin kim olduğunu bilmek anlamına gelmemekte ve esasen dört ayrı unsuru barındırmaktadır. Bunlar işlem yapan müşterinin ve varsa gerçek faydalanıcının kimliğinin tespit edilmesi ve eğer şüpheli bir durum varsa işlemin reddedilip iş ilişkisinin sonlandırılması ve şüpheli işlemin MASAK’a bildirilmesidir. Bu dört unsurdan ilk üçü şüpheli işlem olsa da olmasa da yükümlünün sorumluluğu altındadır. Ancak bildirim yapılmasına dair dördüncü unsur ise sadece şüpheli işlemin varlığı halinde devreye girmektedir. Bu dört unsurun detayları aşağıda incelenmiştir.
1. Kimlik Tespiti
Müşteriyi tanıma prensibinin ilk adımı işlem yapılan yani mal veya hizmet satılan kişinin kim olduğunun tespit edilmesidir. Kimlik tespiti zorunluluğu bakımından mevzuatta iş ilişkisinin sürekliliği ve parasal sınır olmak üzere iki ayrı kriter belirlenmiştir. Buna göre sürekli iş ilişkisi mevcut ise yapılan parasal işlemin tutarının önemi yoktur. Yapılan işlemin bedeli 1 TL olsa dahi yükümlü, sürekli iş ilişkisi içinde olduğu gerçek veya tüzel kişilerin kimliğini tespit etmekle yükümlüdür. İkincisi eğer müşterinin kimliği konusunda şüpheli duyuluyor veya aşağıdaki açıklanan şekilde bir şüpheli işlem bildirimi gerekiyorsa yine yapılan işlemin tutarının önemi yoktur. Bu açıklanan iki istisnai durum dışında kimlik tespiti ancak belirli tutarın üzerinden işlemler için zorunludur. Bu sınır elektronik transferlerde (EFT, havale, kripto transferi vs) 15.000 TL ve üzeri, diğer işlemlerde ise 185.000 TL ve üzeri parasal işlemlerdir. Bu belirtilen rakamların 2024 güncel rakamı olduğunu ve her yıl enflasyona göre güncellendiğini hatırlatalım.
Gerçek kişilerde kimlik tespiti kişinin adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi ile kimlik numarası bilgilerinin alınması ve bu bilgilerin doğruluğunun teyit edilmesi ile yapılır. Bu bilgiler dışında ayrıca kişin mesleği, telefon numarası ve e-posta adresi ile adresi ile kimlik ve imza örneği alınır. Şirketlerde ise ticaret unvanı, ticaret sicil numarası, vergi kimlik numarası, faaliyet alanı, şirketin iletişim bilgileri ile şirketi temsile yetkisi olan kişinin adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, kimlik numarası bilgileri alınır. Ayrıca belirtmekte fayda var ki kimlik tespitinin illa yüz yüze olması şart olmayıp, müşterini tanı ilkesinde uzaktan kimlik tespiti yöntemleri de kullanılabilmektedir.
2. Gerçek Faydalanıcının Tespiti
Gerçek faydalanıcı, adına işlem yapılan gerçek veya tüzel kişi üzerinde nüfuzu ve kontrolü bulunan ve yapılan işlemden asıl faydalanan kişilerdir. Örneğin şirketlerde %25’i aşan hisseye sahip gerçek kişi ortaklar gerçek faydalanıcı niteliğindedir. Yükümlülerin gerçek faydalanıcı tespit edip ona ilişkin de kimlik tespiti yapması gerekmektedir.
3. İşlemin Reddi ve İş İlişkisinin Sonlandırılması
Yükümlüler, işlem yaptıkları veya iş ilişkisi içinde oldukları gerçek veya tüzel kişinin kimlik tespitini yapamadıkları veya iş ilişkisinin amacı hakkında yeterli bilgi edinemedikleri durumlarda işlemi reddedip, iş ilişkisine girmeme yükümlülüğü altındadır. Dolayısıyla yükümlüler kim olduklarını tam tespit edemedikleri kişiler adına isimsiz, anonim veya hayali isimlerle hesap açamaz ve iş ilişkisi kuramazlar. Ayrıca daha önce elde edilen müşteri kimlik bilgilerinin yeterliliği ve doğruluğu konusunda sonradan şüphe oluşması halinde yükümlüler iş ilişkisini sonlandırmakla yükümlüdür.
4. Şüpheli İşlemi Bildirme
Şüpheli işlem, parasal işleme konu olan bir paranın veya mal varlığının yasa dışı yollardan elde edildiğine veya yasa dışı amaçlarla kullanıldığına dair şüphe sebeplerinin mevcut olmasıdır. Kuşkusuz bu illegal faaliyetlerin kapsamına suç örgütleri ve terör örgütleri de girmektedir. Eğer şüpheli bir işlem varsa, yükümlüler şüpheli işlemleri tutarına bakmaksızın MASAK’a bildirmekle yükümlüdür. Ayrıca bu tür bir şüpheli işlem durumunun mevcudiyeti halinde işleme ilişkin şüphenin oluştuğu tarihten itibaren en geç 10 iş günü içinde bu bildirimin MASAK’a yapılması gerekmektedir. MASAK’a yapılacak bildirimlerin ardından MASAK da yükümlüye bildirimin kayda alındığına dair cevap vermektedir.
Kimlik Şüphesi – İşlem Şüphesi
Dikkat edileceği üzere müşterinin kimliğinden şüphe edilmesi ile işlemin şüpheli olması farklı olup bunların sonuçları da farklıdır. Eğer müşterinin kim olduğunu tespit edilemiyorsa veya kimlik bilgilerinde çelişki/tutarsızlık varsa bu başlı başına şüpheli işlem teşkil etmemekte ve yükümlünün de herhangi bir bildirim görevi bulunmamaktadır. Bu durumda yükümlünün sorumluluğu işlemi reddetmek ve iş ilişkisine başlamamaktan ibarettir. Ancak işlemin kendisi şüpheli ise yükümlünün MASAK’a bildirim yükümlüğü o zaman gündeme gelmektedir.
Şüpheli İşlem Nedir?
Şüpheli işlemin tanımı mevzuatta yapılmamıştır. Ancak ilgili kanun ve yönetmelik hükümlerini dikkate alarak şüpheli işlemi şu şekilde tanımlamak mümkündür: yükümlünün işlem yaptığı kişinin illegal yollardan elde edildiğine veya illegal amaçlarla kullanıldığına dair bir bilgi veya şüphe sebebinin mevcut olmasıdır. Bu tanımdaki hususların dışında ayrıca MASAK da şüpheli işlem tanımları veya kategorileri oluşturup bunları yükümlülere bildirebilmektedir. Nitekim kripto varlık şirketlerinde ve bankalarda buna benzer şüpheli işlem tanımlarının mevcut olduğuna kripto paralarda MASAK blokesi ve ayrıca banka ve para bloke sebepleri başlıklı yazılarımızda değinmiştik.